Dünyadaki en büyük cesurca davranış nedir biliyor musunuz? Bütün olumsuzluklara karşın olumlu düşünmeye inat etmek!

Yeşildokunuş ( Mart 2012)

Web sitemde istediğini arayabilirsin

15 Eylül 2011 Perşembe

Ateşli Romatizmam ve Elma Sirkesi

Anlattığım hikayeler genelde yakındığım hastalıklar üzerine oluyor. Hep bir engel hep bir sıkıntı, ne yaparsın hayat böyle.  Çocukluğumda her kış bana eziyet eden kronik bronşiti, daha doğrusu doktorların geçmez dediği kronik bronşiti,  bir aktarın verdiği bitkilerle tedavi etmiştim. O gün bugündür, doktor ilaçlarına pek güvenmiyorum. Mecbur kalmadıkça ilaç içmemeye özen gösteriyorum.  Ne kadar özenli olsam da halen başucumda ilaçlar duruyor! Çünkü insan denen varlığın ne ilaçları ne hastalığı bitmiyor.
On sekiz yaşına geldiğimde sürekli ateşim olmasını bronşite bağlıyordum. Doğrusu gittiğim doktorlar ateş meselesini psikolojiden tutun da  aklınıza gelebilecek her türlü hastalığa bağladıkları oldu. Bronşitimin geçtiği sene hariç bu yaşıma kadar ateşiz günümü hatırlamıyordum. Dereceyle baktığımda 37 derece ateş gözüküyordu ama bu ateş normal bir ateşten öte kafamı sersemleştirip vücudumu ağırlaştırıyordu. Ciddi bir rahatsızlık veriyordu. Başımı ne zaman ellesem o ateşi hissediyordum.
Askerden geldikten sonra bu durumu yine araştırmak istedim. Yakın bir akrabamız olan doktora gittiğimizde bana kan tahlilleri yaptı. Kan tahlillerinin sonucu sevindiriciydi aslında. Yıllardır çektiğim ateşin nedeni belli olmuştu.  Ateşli romatizma denen bir hastalığım olduğunu öğrendim.  ASO değeri normalden fazla çıkmıştı. Hastalığım, Streptokok bakterilerinin direnç kazanması sonucu oluştuğunu söylediler. Daha doğrusu her ay yapılan tahlillerde ASO değerinin yüksek çıkması  daha doğrusu giderek artması baya can sıkıcıydı. Arada gittiğimiz doktorlar sadece ASO değeri yeterli kanıt değil dese de sürekli ateşin olması hastalığın varlığı için yeterli sebepti. Ateşi düşürmek için her ay bir tane Penisilin iğnesi olmak zorundayım. Tedavi zarfında gittiğim bazı doktorlar ömrüm boyunca Penisilin kullanacağımı söylediler.  İki yıl boyunca penisilin kullandım. Penisilinle uğraşırken iğnenin yan etkisinden midir, bilinmez; ateşli romatizmanın bütün belirtilerini göstermeye başladım. Ateşin yanında, soğuktan aşırı etkilenme, üşüme, deri döküntüsü gibi etkilerini gördüm. Sadece ateşim olduğu zamanları özlemeye başlamıştım. Şekerli bir yiyecek yediğimde bacaklarıma biri sopayla vurmuş gibi oluyordu ve baya bir acı çekiyordum.
 Ateşli romatizma, vücudu saran yavaş yavaş öldüren ciddi bir hastalıktı. Genelde ilk sardığı yer kalp oluyordu. Neyse ki kalp tahlillerinde bir şey çıkmamıştı. Özellikle nette ateşli romatizma geçiren insanları bulduğum zaman ve çoğunluğunun kalp kapacağı romatizması olduğunu veya hastanede yattığını öğrendiğim zaman moralim daha da bozulmuştu. Aradan iki yıl geçtiğinde artık bir şeyler yapmak zamanı geldiğinin farkındaydım. ASO değerim doktora gitmeden önce normalin üzerinde 250 iken, doktora gittikten sonra hastalığın geçtiğine dair en ufak belirti yokken, ASO değeri normal değer olan 200 ün yaklaşık 4 katına yaklaşmıştı. Her öğleden sonra ateşim çıktığı gibi şekerli bir şey yediğimde yada abur cubur türü bir şeyler yediğimde, aynı sıkıntılar beni buluyordu. Yapacak tek bir şey vardı. İlaçları bırakmak. İlaçlardan fayda görmediğim hatta hastalığı arttığı belliydi. Ya devam ya ölüm diyerek, doktora gitmeme kararı aldım. Madem mikrobik bir hastalıktı, sağlıklı beslenerek bu hastalığı en azından frenleyebilirdim. Şeker bilindiği gibi mikrobu attıran bir unsurdu.  Bol bol meyve yiyerek, su içerek, başta beyaz olmak üzere sağlığı olumsuz etkileyen  beyazlardan kaçarak bir diyet oluşturdum kendime. Yaklaşık bir yıl boyunca bu diyeti denedim. Başarılı olmuştum. Soğuktan daha az etkileniyor ve ateşim çıkmıyordu. Ancak bir yıl sonunda ASO değeri halen yüksekti ve yanlış bir yiyecekte hemen ateşim çıkıyordu. Bu arada ateşli romatizma diğer önemli değerler olan CF ve RF de kötüden normale dönmüştü. Hastalığı yenememiştim ama frenlemiştim. Bu arada söylemeden edemeyeceğim, ASO değeri hastalık için tek başına yeterli değildir. CF ve RF değerlerinin yanında sürekli başınızda anormal bir ateş olması en önemli teşhis nedenidir. Kimi doktorlar sen ne yaptın sadece ASO değeri yeterli değildir dese de başımdaki sürekli ateşi tedavi ettiğim  zaman ilk gittiğim doktorun doğru teşhis koyduğunu anlamış olacaktım.
Hastalığımı frenlemek iyi bir gelişmeydi. Ancak geçmiyordu. Hayatım boyunca bu katı diyeti yapamazdım. En basitinden herhangi bir işe girdiğimde yemek sorun oluyordu. Pizza, sandviç gibi yiyecekler hatta beyaz ekmek bile hasta olmama yetiyordu.  Madem bu hastalık mikrobik, vücudumun direncini nasıl arttırırım diye internette gezinirken elma sirkesiyle karşılaştım. Elma sirkesinin bağışıklığı arttığı yazıyordu. Hepimizin bildiği limondan bile kat kat fazla C vitamini olduğu anlatılıyordu.  Denemeye karar verdim. Bir bardak suyun içine bir kaşık elma sirkesi koyarak sabah akşam içtim. İki hafta geçmeden çok ilginç bir şey oldu. Zaman zaman çıkan ateş çıkmamaya başladı. Abu cubur şeyler dokunmuyordu artık.  Ertesi ay kan ölçümünde ASO’nun düştüğünü gördüm. Yaklaşık bir yıl böyle gitti. ASO değeri hızla düşmeye devam ediyordu. Aylar geçtikçe iyileşiyordum. ASO değeri halen normalin üzerinde çıksa da ateşli romatizmanın en ufak belirtisi kalmamıştı.  Eylül 2011’de ateşli romatizmayı tamamen yendiğimi gösteren tahlili de almıştım. Normal değerin oldukça altındaydı. Son ve en önemli darbeyi elma sirkesi vurmuştu.
Otuz yaşındayım. Belki de bu hastalık yirmi beş senedir benle birlikteydi. Antibiyotiğe dirençli mikroplara penisilin vermemin budalalığını hayatımın en güzel yıllarını bu hastalığı geçirmek için ödedim.  Oysa  hastalığımın çözümü marketlerde satılan bir liralık elma sirkesi kadar yakındı. Tahminimce elma sirkesi içerdiği asitlerle bademciklerdeki mikropları temizliyor, bunun yanında sahip olduğu vitaminlerle vücuttaki bağışıklığı artıyor. Bu iki özellik, bademcik hastalıklarına ve ateşli romatizma gibi hastalıklara oldukça iyi geliyor. Düşünmeden edemiyorum, bademcik iltihaplarında sirke gibi asitli yiyeceklerle oradaki mikropları yok etmek varken, sürekli antibiyotik kullanmak şaka gibi bir davranıştır bence. Bir antibiyotiğin en fazla üç ay kullanımı gerekirken ömür boyu penislin ölüme davetiye olsa gerek. 
 Ateşli romatizmayı, doktorların geçmez dediği hastalığı yenerken ilaçları bırakmak, sağlıklı beslenmek ve elma sirkesi gibi yöntemleri kullandım. Eğer ateşli romatizmanız varsa, hastalığı daha da şiddetlendiren penisilinleri kesmenizi öneririm. Tabii bu risk size aittir.  Benim bünyemde işe yarayan bir şey size yaramayabilir. Ama gözüken bir durum da var. Penisilin türü antibiyotikler yapılan araştırmalarda vücut direncini zayıflattığı için penisilin türü antibiyotiklerin uzun süre kullanımı mikroplarınızı güçlendirmede etkili olabilir. Eğer mikrobik bir hastalığınız varsa, sağlıklı beslenme ve elma sirkesi en büyük yardımcınız olacaktır. Çözümü tek taraflı değil de etraflıca değerlendirmek her zaman yararınızadır.

                                                         Tavsiyeler!

Ateşli romatizma çok ciddi bir hastalıktır. Mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Bu hastalığı yapanlar devamlı şişen boğazınızdaki mikroplar. Bademcik ameliyatı olmam konusunda beni sık sık uyardılar ancak şunu söylemeliyim eğer hastalığınız ileri safhadaysa bu ameliyat hiçbir işe yaramayabilir. Sonuçta bu mikrop sadece bademciklerimize yerleşmiyor. Bu hastalığın tedavisi bunun dışında kabadan vurulan penisilin. Dirençli mikroba karşı PENİSİLİN VURMAK NE KADAR MANTIKLI?! Ayrıca penisilin gibi antibiyotikler 2 aydan fazla vurulmamalı. Çünkü kullandığınız her antibiyotik vucudunuzun dengesini bozar. bunun sonucu olarak kısır bir döngüye girersiniz. Yani hastalık ya devam eder yada daha çok artar. Örnek olarak benim hastalığım giderek artıyordu, ölümden döndüm diyebilirim. İşin ilginci saygı değer doktorlarımız antibiyotiği öbür boyu kullanacaksın diyor. Antiybiyotikleri bırakarak iyleştiğimi hatırlatmakla beraber şunu da söylemekte yarar var. İlerki safhalarda bu hastalık kalp kasını veya böbreği sarıyor. Hatta beyne bile etki ediyor. O safhada ilaç bırakmayı düşünmeyi belki de yüz defa düşünmenizde yarar var. Çünkü durumunuz oldukça kritik olabilir.
           Bu hastalığın tedavisinde elma sirkesinin gerekli olduğunu söyleyebilirim. Ancak unutmamanız gereken bir şey var.  Elma sirkesi bir yere kadar etkiledir. Mutlaka yardımcı tedavi şarttır. Yardımcı tedavi ise sağlıklı beslenmedir. Özellikle bol meyve yemek, bol su içmek, bol c vitamini vucudtaki mikrop savaşını kazanmanıza yardım eder. Şekerli yiyecekler ve beyaz ekmek bu savaşta mikropların müttefikleridir. Şekerli yiyecekler vücuda girdiği andan itibaren  mikropların çoğalmasını kolaylaştırır, çünkü hazır enerji ihtiyacı şekerden karşılanır. Ayrıca rafine şekerler karaciğeri yorduğu için savunma sistemimizi zayıflatır. Tam bir sonuç için mutlaka sağlıklı beslenme kurallarını uygulayınız.

Hastalık Hakkında Aydınlatıcı bilgiler

Ateşli romatizma diğer romatizma hastalıklardan farklı olarak vucuttaki enfeksiyonlardan meydana gelen bir hastalıktır. En önemli belirtisi baştaki hiçbir zaman düşmeyen sürekli bir romatizmal ateştir.  Ateşin yanında el terlmesi ve vucudtaki boncuk boncuk deri dökülmeleri veya eklemlerde görülen ani ağrılar bu hastalığın belirtilerindendir. Hastalığın teşhisi sürekli romatizmal ateşin yanında kandaki ASO değerinin yüksek çıkmasıdır. Burda unutmadan belirtmek gerekir ki ASO değerinin bir defa yüksek çıkması bir şey ifade etmez. Eğer kan tahillerinde sürekli bu değer yükseliyorsa misal 200 den 300 e çıkmışsa sonraki ayda 350 olmuşsa ancak o zaman kesin teşhis konmalıdır. Sakın kanınızdaki ASO değeri yüksek diye hemen kendi başınıza karar vermeyin, bu konuda birden fazla doktora gitmek ve bu tahlili birden fazla yaptırmakta da yarar vardır. Ayrıca bu hastalıkta CRF ve RF gibi kan değerleri de önemlidir. Bu hastalık tedavi edilmediği zaman vucudunuza kötü davranmanız durumunda organlarınızı sararak ölümcül bir hastalık konumuna gelebilir. Özellikle internetten tanıştığım bazı insanların kalp kapakçıkları çoktan romatizma olmuştu. Ben hastalığı penisilinleri  bırakarak yendim. Doktorlarımız bu tip hastalıklarda ömür boyu ayda bir penisilin koruması tavsiye ediyorlar. Ancak PENİSİLİN türü antibiyotiklerin vucuda zararı olduğu ve en fazla 2 yada 3 ay kullanılması gerektiği de ayrı bir gerçek. Bunun nedeni ise vucudumuza zararı olduğu kadar yararı olan bakterilerin bu tür ilaçların kullanımı sonrası etkilerini kaybettiği gerçeği. Bunun sonucu olarak vücud eko sistemi bozuluyor ve bağışıklık sistemi güçsüzleşiyor. Ayrıca Penisilinlere dirençli bakterilere karşı ömür boyu penisilin vermek ne kadar faydalı? Ancak siz yine de ilaçları bırakmayı düşünürseniz defalarca düşünmenizde fayda var. İlaç bırakmakta bünyeden bünyeye zararlı olabilir! Şu ana kadar edindiğim izlenimler özellikle ilaç firmaları tarafından sömürüldüğümüz şeklinde. Neredeyse hiçbir hastalığım ilaçlardan geçmedi.  

Elma sirkesi nasıl kullanılır?

Boğaz ağrınız veya herhangi ateşli, enfeksiyon hastalığınız varsa, bir bardak suya çay kaşığı veya 5 - 6 damla elma sirkesi koyarak bunu günde en az 2 defa için. Bir iki hafta bu şekilde kullanırsanız faydasını rahatlıkla göreceksiniz.  (Elma sirkesinin özelikle boğaz hastalıklarına karşı etkili olmasının sebebi bulunduğu yeri mikroptan temizlemesi olabilir. Denemedim ama benzer etkiyi rakı da sağlayabilir. Ancak unutulmamalıdır ki elma sirkesi içinde en fazla c vitamini içeren içecektir.)

önemli not: Elma sirkesini kahve kaşığına koyarak 1 bardak suya koyabilir veya bir bardak suyun içine 5-10 damla damlatabilirsiniz, içecek olduğu için sağlıklı bir insanda herhangi bir yan etkisi yoktur ama özellikle mide yanmanız olup olmadığına dikkat edin, eğer mide hastalığınız varsa veya asitli içecekler dokunuyorsa kullanmayın , illa ki kullanmayı gerekli görüyorsanız ara vererek kullanın. Midenizde yanma yapıyorsa herhangi büyük bir mide rahatsızlığınız yoksa damla sayısını 1 -2 damlaya indirebilirsiniz veya ara ara kullanabilirsiniz. 1 - 2 damla elma sirkesi bile hastalığınıza etki edecektir. Bu arada en şifalı ve sağlıklı elma sirkesinin ev yapımı olduğunu unutmayın.

 Aşağıda kan tahlileri,  elma sirkesinin nasıl etkilediğini yeterince gösteriyor...

 1- hastalığın ilk farkında olduğum zamanlar. 


2-  Aradan 2 yıl geçmesine rağmen değişen bir şey yok.




3- Elma sirkesini kullandıktan sonraki sonuç.  Hastalık tamamen geçti