Dünyadaki en büyük cesurca davranış nedir biliyor musunuz? Bütün olumsuzluklara karşın olumlu düşünmeye inat etmek!

Yeşildokunuş ( Mart 2012)

Web sitemde istediğini arayabilirsin

1 Eylül 2011 Perşembe

Aşk

Yazar                  Elif Şafak
Yayınevi              Doğan Kitap
Sayfa Sayısı        420 
Tür                     Roman

Aşk için “ticari” olmayan, sevdiğim kitaplardan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kitabımızın konusu, Ella adındaki ev hanımının editör olması ve editör olduktan sonra ona gelen "Aşk Şeriatı" isimli kitabı okuması ve etkilenmesi sonucu Aziz Zahara adlı okuduğu romanı yazan kişiye aşık olmasını ve onun yanına gitmesini anlatıyor.  Kitabın sonunda Aziz Konya’da hastalıktan ölüyor. Roman, Ella’nın hayatını konu alırken Aşk Şeriatı yani Aziz Zahara’nın yazdığı kitabı bizlere sunuyor. Aşk şeriatı, Mevlana ve Şems arasında geçen aşkı konu alıyor. Mevlana Şems’i ruh eşi olarak tanımlıyor ve günün birinde Şems’i çekemeyenler onu öldürüyor.
Gelelim roman hakkındaki düşüncelerime; Aşk, karakterleriyle anlatımlarıyla canlı bir roman olmuş. Okurken adeta o dünyanın içine giriyorsunuz.  Özellikle karakterleri yansıtma bakımdan çok başarılı buldum, misal sarhoş Süleyman karakterini okurken adeta onun gözünden bakıyorsunuz dünyaya ya da Kerra karakterini okurken bir anda Kerra olup çıkıyorsunuz.  Çöl gülünün hayatını onun ağzından dinlerken adeta bir fahişe oluyorsunuz. Kimya’yı dinlerken aynı bir genç kız gibi hissediyorsunuz. Anlatılan ve sunulan yan karakterler genelde Şems’le bir  takım ilgileri kuruluyor. Genelde roman karakterleri Şems’in etrafında dönüyor.  Misal Baba zaman, Şarhoş Süleyman, Dilenci Hasan, Çöl gülü, Baybars gibi karakterlerin ilk önce hayatları sunulup daha sonra Şems’le alakası kurulmuş. Genelde bu teknik, son derece sık kullanılan bir teknik ve Elif Şafak son derece başarılı kullanmış.  Ha unutmadan Ella karakteri sanki Elif Şafak’ın hayatından izler taşıyor.  Misal Ella’nın kırklı yaşlarda olması ve yazarın bu yaşı oldukça iyi yansıtması gibi.*
Aşk'ı genel hatlarıyla çizdikten gelelim romanın ana teması olan  aşk ve tasavvuf gibi konulara. Bu temaların işlenişi oldukça  başarılı anlatılmış. Özellikle Şems’i okurken tasavvuf ’un ne olduğunu çok rahat anlayabiliyorsunuz. Dervişlerin hayatına adeta balıklama dalıyorsunuz.  Tasavvuf ’un savunduğu dinlerin kabuk olduğu ve hepimizin Tanrı’nın parçası olduğu düşüncesini çok iyi anlatıyor. Tasavvuftan çıkan düşünceler ve yarattığı iklim romana oldukça iyi sinmiş. Mutasavvıflara karşı dervişlerin savunduğu düşüncelere de oldukça geniş bir şekilde yer verilmiş. Karakterle aracılığıyla (Şems ve Şeyh Yasin) kabuk ve iç, zahir – rint çatışması ele alınmış. Eğer tasavvuf konusunda bir şey bilmiyorsanız rahatlıkla sizi ona çekebilecek özellik taşıyor diyebilirim.
Bunların dışında romanda sık sık anlatılan derviş hikayeleri romana ayrı bir canlılık katıyor. Sadece bundan dolayı birden çok alıntı yaptığım ender romanlardan oldu.
Aşk’ı okumaktan büyük keyif aldığımı, severek okuduğumu ve günlerce beni düşündürttüğünü rahatlıkla söyleyebilirim. Herkesin büyük keyif alacağı bir roman, mutlaka tadına varın.



*(Kitapta belli başlı karakterler: Ella ve hayatı; Ella, David, Aziz, Jeannette ve diğer çocuklar. Mevlana’yla ilgili karakterler; Şems, Kerra, Sultan Veled, Alaâddin, Kimya. Şems ile ilgili karakterler; Mevlana, Baba Zaman, Kızıl şaçlı mürit, Dilenci Hasan, Sarhoş Süleyman, Fahişe Çöl Gülü, Baybars, Şeyh Yasin Efendi.)