Şuandaki ruh halimi yansıtan, aynı zamanda tema olarak dini sorgulayan, aşkı irdeleyen romanıma geçen hafta strartı verdim. Kitap bittikten sonra ilk işim her sanatçıda olduğu gibi takma ad almak olacak. Kim bilir kapağa kendimi adımı değil, anılmak istediğim adı koyarım.
Hadi hayırlısı...
romanımdan ufak bir bölüm...
"Üstünde oturduğum bankta yansımalar değil sesler önemliydi. Dalgaların değil, onların sesleri olmalıydı. Tanrımın yarattığı henüz keşfetmediğimiz alemin o sınırsız coşkusu karaya vuruyor olmalıydı. En son denizi seyretmeye geldiğimde bu kadar rahat ve sıradan değildim. Ailem tam da orta yerinden parçalanmıştı, babam evi terk ettiğinde annemin sıkıntılı haline dayanamamış kendimi kordon boyuna atmıştım. Nasıl da yağıyordu, nasıl da yağıyordu o yağmur. Damlayan gök yüzünden düşen her damlacık içimdeki karanlığa adeta birer çivi batırıyordu."