Terör konusunda son zamanlarda
ilginç şeyler yaşanmakta kimilerine göre terör bitmek üzere, kimilerine göreyse
umutsuz bir vaka.
Gelişmeleri
izlediğimizde son bir yılda terör konusunda takılan tavırda önemli değişmeler olduğunu
görmekteyiz. AKP’nin iktidara geldiğinden beri belki ilk kez bu kadar net bir
tavır takındığını görüyoruz. İktidarın PKK konusunda son dokuz yılda ne
yaptığını bilmeyenler, son bir yıldaki kararlı tutumunu görüp eminim, son
zamanlardaki bu tutumu takdir edeceklerdir; ancak son dokuz yılda yapılanlarla
son bir yılda olanlar arasında neredeyse dağlar kadar fark var.
AKP iktidara geldiğinden beri doğu
illerimizde sanki bir terör örgütü faaliyet göstermiyormuş gibi davranılmaya
başlandı. Bu vurdumduymazlık, 2000’li yıllarda bitme noktasına gelen terörü
adeta tekrar güçlendirdi. Açılım adı altında yapılan yanlışlar ve bunlardan
önemlisi BDP’nin mecliste sağlamlaştırılması sonucu zihinlerimizde ne olduğu
belli olan “…..” bir iktidar imaj
oluştu. Bu olumsuz imajdan önemlisi, teröre bu kadar gevşek davranılması
yüzünden iş işten çok geçmiş, bitti denilen terör yeniden hortlamıştı. AKP’nin
meclise soktuğu ve çıkardığı parti kapatmayı zorlaştırıcı yasalarla BDP’nin
parti merkezleri, adeta askeri alma daireleri gibi PKK’ya gerilla yetiştiriyordu.
Yıl 2011 olduğunda terör konusunda takılan gevşek durum değişim göstermeye
başladı. KCK davasıyla önemli isimler yakalanmaya, üst üste önemli operasyonlar düzenlemeye
başlandı. İşin daha ilginci dokuz yılda dokunulmayan hiç üstüne gidilmeyen PKK’ya
art arda önemli darbeler vuruluyor, PKK’nın önemli isimleri bir bir yakalanmaya
başlanıyordu, gün geçtikçe PKK adeta köşeye sıkıştırılıyordu. 2012 yılına
girildiğinde gelişmeler daha ilginç bir hal aldı. Barzani ve Telabani gibi
isimler demokrasiden bahsedip PKK’yı dağdan indirmekten bahsediyordu. İşin daha
garibi aynı kelimeler Türkiye’de de kullanıyordu. Bunlardan öte daha garip olan
bir gelişmeyse PKK ile yaşanan bütün bu gelişmelerin 2011’de yeni anayasanın
hazırlanacağına dair edilen sözlere denk gelmesiydi. PKK’nın üzerine
gidilmesiyle yani anayasa çalışmaları birbirine denk düşüyordu. Yeni anayasayla
ilgili yapılan çalışmalar arttıkça bir taraftan PKK’nın bitirilmesi meselesi
hız kazanmaya başlandı. Bütün bu gelişmeler olurken son olarak CHP lideri
Kılıçdaroğlu’nun PKK’nın bitirilmesi için yakın zamanda iktidarla bir araya
gelip mutabakat yapması olayı daha ilginç bir hale sürüklüyordu.
PKK ve yeni anayasa arasında
bağlantı var mı diye soramadan duramıyor insan, yeni anayasada ne var ki sanki
PKK’nın bitirilmesiyle bir bağlantısı var diye düşünmeden edemiyor. Bu soruları
sormak her aklı başında insanın yapacağı türden bir şey, çünkü PKK’nın
meclisteki uzantısı olan BDP’yi
çıkardığı yasalarla mecliste sağlamlaştıran bu parti, bir bakıyorsunuz 2012 yılına geldiğinde sanki
çıkardığı yasalarla terörün meclis girmesini sağladığını unutmuşçasına BDP’ye
yüklenmekte ve milliyetçi bir tavırla PKK’yı bitireceğini söylemekte, bütün bu olanlar “bu ne biçim iş yahu?”
dedirtiyor sizlere. Son gelişmeleri ve AKP’nin dokuz yıllık terör macerasını
düşününce insanın aklına ister istemez şu sorular geliyor; bütün bu olanların
arkasında ne var? Neden mecliste PKK’nın uzantısı var? Neden dokuz yıl beklendi
de şimdi harekete geçiliyor? Bu soruları sorunca ister istemez sosyal medyada
AKP hakkında yazılanların doğru olduğunu düşünmeye başlıyor insan. Sosyal
medyada içeriği açıklanmayan bu anayasayla ilgili olarak, yeni anayasanın
eyalet sistemini getireceğini ve başkanlık sistemine geçileceğini söylüyor,
yazılanlar çizilenler arasında PKK’ya özerlik verme meselesi de var! Nitekim,
AKP tarafından yeni anayasada başkanlık sisteminin mutlaka olacağı konusunda yapılan
açıklamalar gelince söylentilerin boş olmadığı açıkça belli oluyor. İşte o
zaman yapbozun parçaları birer birer oturmaya başlıyor. Tam dokuz yıldır teröre
her türlü tavizi veren ve onu tekrar hortlatan AKP’nin neden 2011’e
gelindiğinde bu kadar terör konusunda neden bu kadar milliyetçi kesildiği
oldukça belli oluyor. Öyle gözüküyor ki anlatılanlar
doğruysa yeni anayasa Türkiye’nin sonu olacak gibi gözüküyor. Banu Avar gibi
usta gazetecilerin anlattığı doğruysa normal şartlarda bu tip bir anayasayı aklı başında hiçbir Türk
vatandaşı kabul etmez, etmemesi gerekir zaten. İsterse iktidarı sonuna kadar
desteklesin isterse başka bir partiyi desteklesin. İşte bu yüzden tam da bu yüzden böyle
demokratik bir zokayı yutturmak için olağanüstü şeyler lazımdır, amaçlarını
gerçekleştirmek isteyen emperyalistler için. O olağanüstü şeyde aklınızı biraz
çalıştırırsanız PKK terörünün bitmesi olacağını görürsünüz. Eğer PKK terörü
bitirse ne olur bir düşünün, gözümde canlanıyor adeta bütün olacaklar; her
yerde bayram havası eser, Türk bayrakları her evin camını süsler, iktidara
övgüler yağar, Erdoğan ve takımı kahraman olur, milli bayram bile ilan
edilebilir… İşte bu nokta aslında tam bu noktada kandırılacağımız an bu olabilir.
Eğer PKK terörü biterse ve bu bayram havası eserse bu sevinçli ortamda
insanlara istediğinizi yaptırabilirsiniz. Çünkü terör bitmiştir, Türkiye’nin
güveni tamdır artık size. Muhalefet denen bir şeyde kalmaz, muhalefet bu
havayla yerle bir olur çünkü. (Muhalefet, şuan bile anayasa konusunda iktidarın
arkasındadır) Tam 30 yıldır süre gelen kanlı terörü AKP iktidarı bitirmiştir. İşte
tam da bu havada bu ülkeye parçalayacak olan yeni anayasayı rahatlıkla kabul
ettirirsiniz. Bu sizin için bulunmaz bir fırsattır. İktidar konusunda
yazılanlar çizilenler doğruysa ve şüphelerimiz konusunda haklıysak böyle bir
plan onlar için bulunmaz bir fırsattır. İşte bu yüzden iki ya da üç ay içinde
PKK terörü biterse hiç şaşırmayın, çünkü hazırda bekleyen bir anayasamız var(!)
Tabii ki bu düşündüklerim
senaryodan ibaret ama gerçekleşebilecek
bir senaryo bu, tam olarak zamanını bilemediğim; ancak AKP hakkında bugüne
kadar ne yazıldıysa ne çizildiyse
çıkması yüzünden gerçekleşebileceğini düşündüğüm bir senaryo halini aldı
bugünlerde. Böyle düşünmem için birçok sebep var. Örneğin; bundan tam iki yıl
önce Banu Avar, bir yazısında Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sistemini istediğini
ve eyalet sistemini getireceğini söylemişti. Dedikleri aynen çıktı. Sayın
Başbakan, Banu Avar’ın dediklerini tasdik edercesine başkanlık sistemini
gündemine aldı ve medyada konuşulmaya başlandı. Banu Avar’ın söylediği her şey
çıkıyor neredeyse. İşin daha vahimi Banu Avar’ın dile getirdiği gibi yeni
anayasa konusunda dört partinin de anlaşmış olduğu gerçeği. Sözde milliyetçi ve
Atatürkçü geçinen partilerimizin yeni anayasa konusunda bu kadar istekli
olmaları oldukça düşündürücü. Bu milliyetçi ve Atatürkçü partilerin
gözlerimizin içine baka baka kırk bin kişinin katiline ev hapsini
dillendirmeleri oldukça düşündürücü. Öyle görülüyor ki işin siyasi kanadı çoktan
bitmiş kazık atılma sırası millete gelmiş.
Buraya kadar yazdıklarımla
kimseyi özellikle de iktidarı bazı şeylerle suçlamak istemiyorum. Ben sadece
şüphelerimi dile getiriyorum. Türk vatandaşı olarak başımızda yaptıkları
şüpheli olan bir iktidar ve ona destek olan muhalefet varken, AKP’li olmayı, CHP’li MHP’li olmayı bir yana
bırakıp her şeye hazırlıklı olup önce vatan demeliyiz, bence. Eğer olurda yakın
zamanda PKK biterse ve önümüze yeni anayasayı sunularsa çok temkinli olmalıyız.
Türk milleti olarak geri dönüşü olmayan adımlar atıyor olabiliriz. Yıllarca
sürecek iç savaşın temelleri atılıyor olabilir, yaşanan bu son gelişmelerle ve PKK’nın
bitirilmesiyle bize, bizi bölecek parçalayacak bir anayasa zokası
yutturabilirler. Bu ihtimal ufakta oldukça kuvvetli olarak gözüküyor.
Umarım ki ben yanılmış olurum…
Umarım ki ben yanılmış olurum…
Yeşil Dokunuş - 20 Haziran 2012 Çarşamba
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder