Gerçek Menderes
zamanında Hitler’i hiç aratmadı. Kafasındaki
(ihanet) projelerini uygulamak için her yolu denedi. Bu yolda en büyük
yardımcısı medyaydı. Menderes, televizyonları ve gazeteleri susturdu kendine
bağlı medya yarattı. Kafasında kendine bağlı bir ordu yaratma fikri vardı ki Alalhtan
birileri ona dur dedi. Türkiye Cumhuriyet’inin en karanlık dönemi yaşanırken
ona bağlı tebaa onun yediği haltları göremiyor, onu adeta peygamber ilan ediyordu.
Halk onu hizmetçisi sanıyorken o, halkı kölesi olarak görüyordu. Halkı kendine
bağlı köle olarak gördüğü için : “Ben odunu
aday koysam vekil seçtiririm.” diyordu. Menderes utanmasa belki de gerçekten
bunu yapacaktı. Çünkü onun için iktidar, halkı ezmek ve köleleştirmek
demekti. Aslında bu sözler gerçekten
uzaklaşmış ne kadar cahil olduğumuzun kanıtı gibiydi ve yeni kurulan
Cumhuriyet’in insanlarının düşünce yapısını anlatıyordu bir yerde. Menderes’in
kendine bağlı medyadan çok kendine bağlı kölelere güvendiği için bu sözleri
söylemişti. Güvendiği şey, sorgulamayan öl dese ölüme gidecek kadar ruhunu
kaybetmiş cahil bir topluluktu. O topluluğa bir taraftan “ben dindarım”, diğer
taraftan “ben sizin hizmetkarınızım” diyordu. Aslında ne dindardı ne de
hizmetkardı. O halkını cahil görüp
istediğini yaptıracak kadar egoist biriydi. Bol bol yalan söyleyerek insanları
gütme sanatını sonuna kadar icra ediyordu.
Menderes
idam edildikten sonra “odundan vekil koyma” sanatı hep devam etti; çünkü Osmanlı’dan
getirdiğimiz cehalet sorunu hiçbir zaman tam anlamıyla çözülmedi. Menderes’ten sonra insanımız iktidarın veya
muhalefetin önüne koyduğu odunları seçmeye devam etti. Çünkü en büyük odunlar
dış güçler tarafından belirleniyordu ve siyaset parayı bastıranın düdüğü
çaldığı bir ortam haline gelmişti. Ne yazık ki insanların oylarını ve
kaderlerini vekilin veya partinin topluma verecekleri değil, partilerin
ideolojileri veya liderlerin karizmatikliği belirliyordu. Sonuçta Türk halkı
olarak yıllarca hep önümüze konulan odunları seçtik. Eğer Müslümansak A
partisini, Atatürkçüysek B partisini, ortalarda bir yerde duruyorsak C
partisini seçip yolumuza baktık. Bir de utanmadan bu odunları seçerken
seçtiğimiz takım şampiyon olmuş gibi sevindik. Hatta hiç sıkılmadan “ bak benim
partim birinci gelecek. Sandıkta kazanacağız” dedik. Salaklar bu sözlerle
övünürken odunların bizi yönetmesi için ağızlarına Kuran’ı, Atatürk’ü ve de Milliyetçiliği
alması yetti. Halk olarak bu adamlar ne yapıyor demek içimizden gelmedi.
Sonuçta yıllar birbirini kovalarken Atatürk’ün çağdaşlaşma yolundan çıktık ve
sıradan bir Ortadoğu ülkesi haline geldik, zamanla bizi biz yapan her şeyi
kaybettik. Belki de hepsinden daha kötüsü bu ideolojik odunlar sayesinde belki
de vatanımızı kaybedeceğiz farkında değiliz. Şu ana kadar bizi o ülkelerden
ayıran tek şey Atatürk’ün varlığından başka bir şey değildi. Odunlar siyasi
geçmişimize bol laf salatasından başka bir şey katmazken en sıradan ülkeler
bile aya araç gönderdi, yeni icatlar yaptı. Müslüman, Atatürkçü, Milliyetçi ocu
bucu odunlar ve bu odunlara tapan biatçılar sayesinde Afganistan’la yarışır
hale geldik farkında değiliz.
Adnan Menderes aslında bütün
siyasilerin düşünce yapısını belli eden cümleyi ağzından kaçırmıştı. Aslında
halkı kandırma sanatını kendince deşifre etmişti. Ülkenin durumunu sağlıklı
okuyabilenler görecektir ki bugünkü partiler herhangi bir kediyi vekil adayı
olarak gösterse ve dese ki bak bu kedi Müslüman bir kedi, bak bu kedi Atatürkçü
kedi, bak bu kedi Vatansever bir kedi. Bu kediyi seçersen ülke şöyle
kalkınacak, böyle olacak dese bir de o kedinin yanına kutsallık eklese eminim
ki o kedi bu ülkenin başbakanı bile olur. Olur çünkü halkımız süslü cümlelere
inanmayı, kandırılmayı ve bir şeylere tapmayı çok seviyor!
Bu yazıyı okuyanlara şöyle bir
öneride bulanacağım. Koyunlu, odunlu ve
kedili bir ülkede akıl sağlığınızı korumak için bol bol okuyun, düşünün ve
ideolojik saçmalıklara da kanmayın. Siyasi kimlik olarak sadece insan olmayı
seçin. İşte o zaman göreceksiniz ki odunları vekil yaptırmaya çalışan şeytanlar
ortadan kaybolacaktır.
Mehmet Alp Yeşildokunuş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder